21 Aralık 2016 Çarşamba

TAKİPÇİ OLAYINDA ABARTIYA KAÇMAMAK


Takipçi Kasma
 İnsan neden yazı yazmaya başlar? Neden kendini durduramadığı böyle bir faaliyet içinde bulur? Bunun bir çok sebebi olabilir bana göre. Çok yetenekli olabilir mesela. Zamanında birileri tarafından keşfedilmiş ve yüreklendirilmiştir. Yazmaya devam eder, beğenildiğini gördükçe de bu onun yazmaya devam etmesini sağlar.


       Kimileri rahatlamak için yazar. Ben öyleyim. Kafamda bir sürü kelime dolaşıp duruyor, bazen bitecek mi diye bekliyorum. Bitmiyor. Öyle bir gürültü hali mevcut. Susturmak için ne yaparsam yapayım önüne geçemiyorum. Birine anlatmak konuşmak yeterli olmuyor. Ne zaman yazıya döküyorum, o zaman sesler kesiliyor. Biraz delilik anlayacağınız. Benimle birlikte bunu okuyan birilerinin olması daha önce oldukça rahatsız ediyordu fakat şimdi umursamıyorum. Hatta okunsun istiyorum.


       Sosyal medyadaki ve bloglardaki takip olayı, gereğinden fazla abartılıyor gibi geliyor. Gerçi böyle başlamıyor olabilir. Sonradan hırs haline geliyor diye düşünüyorum. Oysa ki biz başlarken sadece eğlenmek, bilgilenmek, fikirlerimizi paylaşmak için açıyoruz hesapları.


          Bir de sayısı önemli olmaya başlıyor bir süre sonra. Malum ne kadar çok kişi okursa o kadar mutlu olunuyor. Bir süre sonra beğenilmek her şeyden önce gelir oluyor. Bloglarda para kazanmak da önemli tabi. Takipçi bu nedenle önemli olabilir. Elde edilmesi istenen sonuç bizim yazma amacımız olduğunda, belli bir süre sonra ümitsizliğe doğru evriliyoruz. Diyelim ki sizi bir kişi takip ediyor, sizin değersiz paylaşım yaptığınız anlamına mı gelir bu? Hayır. Ben buna kesinlikle katılmıyorum. Önemli olan yapılan yayınların insanlara ulaşması. Kim olursa olsun ve kaç kişi olursa olsun, arkasında kalabalıklar var diye de biri takip edilmez.


       Ben birini arkasında kalabalıklar var diye takip etmem örneğin. Benim için önemli olan samimiyettir. Bazen sadece fotoğraf paylaştıkları, selfilerini bir süre sonra görmekten bıktığım için bıraktığım hesaplar olmuştur. Sürekli küfür eden, ayrımcılık yapan hesapları da takip etmek istemem. Bunun dışında herkese kapım açıktır. Yazdıklarını okurum mutlaka, öylesine beğeniyormuş gibi yapmam.


Kendilerini yazarak mutlu hissedenler, mutlu oldukları için buna devam etmeliler.  Sonuçta herkes içinden ne gelirse onu yazar. Beğenirsin ya da beğenmezsin. Bazen eleştiri yapılabilir fakat kırıcı olmamalı. Başkasının ne düşündüğünü merak ettiğin için okursun, aynısını düşüneceksin diye bir şey yok.


Takipçilerden ağır eleştiriler alanlar gereğinden fazla büyütmemeyi öğrenmeli. Yoksa hep içimize kapanırız. Nerede olursak olalım böyle insanlarla karşılaşacağımız için hep yer mi değiştireceğiz. İyisi mi içimizden ne geliyorsa onu yapalım.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder